yld.gif

GiRiS
ARAKLI
SiiRLER
SiiRLER2
SiiRLER3
KöYüM
YAYLALAR
YAZILAR
YAZILAR2
ZONGULDAK
TRABZONSPOR
RESiMLER
OYUNLAR
BEN...

YAZILAR

Anladim Sen Degilsin
Anladım!...
Sen açık denizlerde pupa yelken, bense hala limandayım... geç kalmışım sana, bir kez neylersin.
Anladım sen hep kaçırdığım trenler gibisin, bir türlü hareket saatine yetişemedigim.
Anladım belki de ben en son trenim yada bir trende en son vagon.
Yüreginde yerim yoksa bu yüzden belki, yani sana hep geç kalma meselesi... bu yüzden o yürek bana yaban hep.. hep yabancı.. hep gurbet el. Bu yüzden yalnızlıklarımın sebebisin kimbilir.
Ah bu sana geç kalmalar yok mu.. yok mu bu sana kavuşamamalar, hangi zaman aracına binsem ben şimdi, binsem de kavuşsam sana ey yar. Ve hatta geçsem bir kaç fersah senin önüne. Geçsemde biraz da sen acısan en incecik yerinden.. biraz da sen kanasan yüreginden, biraz da sen umarsız ve çaresiz kalsan böyle benim gibi.
Biraz da sen o kavuşamamanın acısını içinde taşısan, içini burksan, biraz da senin içinde coğalıp dursa o hicran.
Ne diyeyim ey yar!...
Şimdi ne söyleyeyim, ne anlatayım sana bu ayrılıktan yana, bu yokluğundan yana. Gün gün içimde büyür durur öylece işte
Bu kadar kısa mı olurmuş bir sevdanın ömrü, bu kadar kısa mı daha yaşanmadan. Bir çift sözle avunurmuymuş bir yürek, ki artık o bir çift sözde yok.. Susmuşsun, suskunsun, konuşmuyorsun, elimde degil bu. İnadım inat bir kaçmalardasın, korkup saklanmalardasın.
Hangi Denizdesin söylede bileyim, hangi denizsin yada... koşup durduğum.. kavuşamadığım... hangi deniz: martıların yurt edindigi... hangi deniz: dalga dalga ve kıyısız... Hangi denizsin coşkusu bende kalan. Deniz hüznü benim olan.
Adresini ver... neredesin bileyim... yerin yurdun nere çıkıp geleyim.. bu yürek kalmasın sensiz
Artık hiçbir denize açılmaz bu yürek.. yelken açmaz hiçbir engine... hiçbir koya uğramaz, hal hatır sormaz denizce... denizlerin dilince.. Ve hatta küser bütün denizlere sırf senin için... küser bir daha konuşmaz... belki bir tutam gök maviye bile dönüp bakmaz inan... belki sen saklısın diye o mavide.
Şimdi ben başımı hangi taşlara vurayım, hangi kör bıçakla deşeyim yaramı... kalbimin ortasına kaç kurşun sıkayım..
Şimdi ben alıp başımı hangi diyarlara gideyim denizsiz... hangi sularla avutayım kendimi kıyısız.
Şimdi ben neyleyim... söyle ey yar...
Ne sevincim var şimdi ne mutluluğum... kalakaldım öyle tutunmasız..
Bula bula ömürsüz bir sevdayı mı koydun önüme...
Bula bula alıp başını gitmelerimi..
Şimdi açık denizlerde olsan ne çıkar... düşmez peşine bu yürek bir daha... yelken açmaz asla içinde sen olduğun sularda.
Bütün rüzgarlara söyledim... tersine esecekler bundan böyle... ve hatta bütün sular tersine akacaklar... dalgalar tersine..
yollar tersine..
Tersine tersine gidecegim... inadım inat vaz geçmeyecegim...
Artık sen benim Deniz im degilsin... sana gelmeyecegim.... bekleme boşuna beni ey yar.. degişmez bu karar.

Bir Tapınak Yazıtı
 
 


Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş, sükûnette huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma.

İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir işi seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.

Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye lâyık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.

Kaybetmeyi ahlâksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.

Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir...

Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.

Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse.

Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya, yine de insanoğlunun biricik güzel mekânıdır.

ÖĞRENDİM...

İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi  öğrendim

Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak

Gerisi onlara kalmış

İnsanları ne kadar düşünürsen düşün,

Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim

Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini öğrendim

Ama yok etmek için saniyelerin bile yettiğini öğrendim

Önemli olanın hayatındaki eşyaların değil

Hayattaki kişilerin olduğunu öğrendim

İnsanın ancak 15 dakika çekici olabildiğini

Ondan sonra alışıldığını öğrendim

Kendimi karşılaştırmak için başkalarının en iyi yaptığını değil

Kendi en iyi yaptıklarımı kıstas almam gerektiğini öğrendim

İnsanlar için olayların değil onların daha önemli olduklarını öğrendim

Her ne kadar ince kesersen kes

Kestiğinin her zaman iki yüzü olacağını öğrendim

Sevdiğin kişilere sevgi dolu sözler söylemen gerektiğini

Belki bunun onu son defa görüşün olabileceğini öğrendim

Her ne kadar onu çok düşünsen de

Yine de gidebileceğini öğrendim

Kahramanların, yapılması gerekenleri ne pahasına olursa olsun,

Yapanlar olduğunu öğrendim

İnsanların seni hep hesapsız sevdiğini ama bunu nasıl gösterebileceklerini bilmediklerini öğrendim

Sinirlendiğimde gerçekten buna değse bile asla acımasız olamam gerektiğini öğrendim

Gerçek dostluğun ve gerçek aşkın aramızda uzak mesafeler olsa bile büyüdüğünü öğrendim

Birisinin seni istediğin gibi sevmemesi

Onun seni tüm benliğiyle sevmediği anlamına gelmediğini öğrendim

Bir arkadaşın ne kara iyi olursa olsun seni üzeceğini

Ve senin yine de onu affetmen gerektiğini öğrendim

Bazen başkaları tarafından affedilmenin yetmediğini öğrendim

Kendinde affetmeyi öğrenmelisin

Kalbin ne kadar kırılmış olursa olsun,

Dünyanın senin acılarından dolayı durmayacağını öğrendim

Geçmişimiz ve durumumuzun olduğumuz kişiliği etkilediğini

Ama olmamız gerekene karşı sorumlu olduğumuzu öğrendim

İki kişinin tartışması birbirini sevmediklerini anlamına gelmediğini öğrendim

Ve tartışmadıkları zamanda sevdikleri anlamına gelmediğini

Bazen kişiliğini eylemlerin önüne koyman gerektiğini öğrendim

İki kişinin tamamen aynı olan şeylere baktıklarında bile

Farklı şeyler görebildiklerini öğrendim

Hayatlarında her zaman dürüst bir şekilde daha ileriye gitmek isteyen kişilerin

Sonuçları önemsemediklerini  öğrendim

Seni doğru dürüst tanımayan kişilerin

Hayatını birkaç saat içinde değiştirebileceklerini öğrendim

Verebileceğin bir şey kalmadığında bile arkadaşın ağladığında

Ona yardım edebilecek gücü bulabildiğini öğrendim

Yazmanın konuşmak kadar duygusal gayret gerektirdiğini öğrendim

En fazla önemsediğim kişilerin, benden hep uzaklaştırıldıklarını öğrendim

İnsanları üzmeden duyarlı olarak kendi fikirlerini söylemenin

Çok zor olduğunu öğrendim

 

Sevmeyi

Ve sevilmeyi öğrendim

Öğrendim...

'Beklemek.....'
Bakmayın öyle sekiz harf, üç hece, tek kelime olduğuna... ne anlamlar barındırır içinde... ve ne zor bir kelimedir... hem söyleyen... hemde söyleten için...
bekleyen bekler, bekleten bekler...

Beklemek..; beklersin elin telefonda... bir ses, bir nefes... şimdi dersin, ha şimdi, beklersin gelmez üzülür, gelir sevinirsin... birde ansızın gelenleri vardır, pat diye çalar telefonun.. dünyalar nasıl senin olur ki, gelen zaten dünyan değil midir..?

Beklemek..; gözün yollarda, kapılarda... belki dersin, şu yoldan karşıma çıkar.. bugünde burdan gideyim... beklersin çalan her kapı zilinde onu görmeyi... evini dahi bilmediği halde... açarsın kalırsın öylece...
ve beklemek çokda hüzünlü bir şiirdir...

Beklemek..; tüm benliğinle, tüm hasretinle... geleceğini bildiğin için beklersin... hasretlerin hasrette... hasret çektiren hasret değil mi? ... beklersiniz... birgün dersin.. gelecek, gitmeyecek... o an’ ın heyecanı ile beklersin... ve düşününce nasılda sevinç sarar her yanını.... hayali bile böyle iken... kendisi nasıl olur dersin...
ve beklemek çokta güzeldir gelecek olan için...

Beklemek, beklemektir...
ve beklemek, bekleyen ile bekleten arasında bir bağdır aslında...

Kimi zaman hüzün olur... kimi zaman sevinç ve heyecan... karar size kalmıştır... hangisini seçerseniz o anlamda beklersiniz... bana sormayın... yazan benim...

siz hangi beklemek ile beklersiniz...

zaten yoktun
Sana hiçbir şey söylemek istemiyorum. Bütün sözcükler yetersiz.. Hiçbir şey yazmak istemiyorum. Engin denizlerde kulaç attığım, üstüme gökkuşağını kuşandığım bu aşk yalanmış. Şimdi karanlık sularda boğuluyorum. Gökyüzü kurşun gibi ağır. Ne yana dönsem yalan. Gülüşler yalan, vaatler yalan..İnsanlar yalan. Ben seni mi sevdim..Senin gözlerinle mi baktım dünyaya.. senin ellerinle mi çiçek derledim.. sevinçti, aşktı göğsüme bastım.
Kocaman bir yalanı seninle mi yaşadım?

Gözlerine baktığım zaman cennet bahçesine geçerdim.. Bir aldatmacaymış, kötü bir rüya.. Kötülüğün bile bir yüzü vardır, bir görünüşü.. ama en beteri buymuş.. bu aldatmaca. Bir masal olsaydın razıydım, bir şiir olsaydın, alır saklardım.Güzel bir yüz kalırdı senden geriye, hoş bir anı.. kimsenin dokunamıyacağı bir tarih. Ama hiçbir şey kalmadı.. Bir yokluğu varsaymışım. Bir HİÇ’e sarılmışım. Çölde serap bile değilsin. Serabın gizli ışığı vardır. Sen ışığı yutan karanlık.. bir kör kuyu..
Ben kör kuyularda kaynak suyu aramışım.

Nasıl olsa biterdi bu aşk. Ama unutulmaz bir hatıra, gençliğin en güzel anısı olarak kalsaydı.. Sen hiçbir şeyin değerini bilmedin. Kökün çürük, yaprağın kül, meyvan zehirmiş.
Ben seni aşkın yerine koymuş aldanmışım. Kabahat sende değil, ben insan tanımamışım.

Sana karşı öfke duymuyorum, kırgın değilim, kızgın değilim.. Çünkü sen zaten yokmuşsun. Asıl kızılacak kişi benim.. Küçücük bir toz tanesini bir mücevher sanmışım.
Senin ihanetin bana koymadı..Beni kahreden, beni yokeden, beni bin pişman eden tek şey.. bir aşk yaratmış tek başına yaşamışım. Sen zaten yokmuşsun ki.. senin neyine yanayım?

Hiçbir şey, ele geçince, kafada olduğu kadar güzel kalmaz. (Richard Nash)

yoldas.gif

ARAKLILILARIN BULUSMA NOKTASI ARAKLIM.NET

TURK SOLU...

Kodcini.Com Dile ßenden Ne Dilersen!

     

WwW.KodCini.Com'a HOSGELDINIZ..

     

 

     

Copyright 2006 © 2007 Designed ßy  kodcini.com  

 

 Sanalciyiz.net.tc Banner