BİR HAZİN HÜRRİYET
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan yoğurursun bütün
nimetlerin hamurunu. Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı Karun
etmek hürriyetiyle hürsün!
Sen doğar doğmaz dikilirler tepene, işler ömrün boyunca durup
dinlenmeden yalan değirmenleri, büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün
vicdan hürriyetiyle hürsün!
Başın ensenden kesik gibi düşük, kolların iki
yanında upuzun, büyük hürriyetinle dolaşıp durursun, işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!
En
yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela, Amerika'ya ciro ederler onu
seni de büyük hürriyetinle beraber, hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!
Yapışır yakana
kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki, Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura doldurulabilirsin,
meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!
Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız
dersin, büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi, yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle hürsün
Ne
demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok hürsün.
Bu hürriyet hazin
şey yıldızların altında.
NAZIM HİKMET RAN
|